19 Şubat 2018 Pazartesi
16 Şubat 2018 Cuma
Stresin Zararları
Stresin Zararları, Stres vücudun çeşitli dışsal ve içsel uyarıcılara verdiği tepki olarak adlandırılır. Günümüzde her insanın yaşamında vardır, bizler stresi yanlış yönü ile görürüz. Aslında, stres her kişinin yaşamında olması gereken bir kavramdır. Burada tek önemli nokta, bireyin, stres dozunu aşmaması ve bunu olumlu yönde değerlendirmesidir. Stresin belirtileri içinde yer alan ilk unsur, güne, daha yataktan kalkmadan yorgun başlamak ve sonrasında da gün içinde bu yorgunluktan kurtulamamaktır. Devamlı bir panik hali, endişe veya sinir; yani duygu bozuklukları da stres belirtileri içinde yer alan diğer bir önemli unsurudur.
Alzheimer Hastası Olmamak İçin Terketmeniz Ve Edinmeniz Gereken 9 Alışkanlık
Amerikan Alzheimer Derneği, 5 milyondan fazla Amerikan’ın Alzheimer hastası olduğunu ifade ediyor.
İlaçlar hastalığın belirtilerini azaltırken, Alzheimer için kesin bir tedavi yöntemi hala bulunamadı.
Demansa yakalanmak istemiyorsanız derhal terketmeniz gereken 9 alışkanlık:
VW minibüs: Sadece bir taşıt değil, bir yaşam biçimi
Volkswagen Transporter'ın ilk taslağı 70 yıl önce ortaya çıktı ve tarih yazdı. Bazen protesto aracı, bazen tatil aracı bazen de tekerlekli ev oldu. Volkswagen minibüs bugün 'kült' araç haline geldi.
İlk jenerasyon – 1950'de başladı
İlk nesil VW Transporter'ı diğerlerinden ayıran özellik, bölünmüş ön camı oldu. İnanmak zor olsa da parçalarının yüzde 80'i Beetle üretim hattından geldi. Hatta motoru (24,5 beygir gücünde!) ünlü 'halk arabası' VW 'kaplumbağa'dan ödünç alındı.
Ne muhteşem ayrıntılar!
Bu bakımlı modelin çatı pencereleri, katlanan bir sunroof'u ve bir sıra açılan yan penceresi var. Sürücülerin hareket eden tasarım müzesi gibi olan bu aracın tüm özelliklerinin keyfini çıkarabilmesi için dikkatli olması gerekiyor.
Dünyayı fethetmek VW'nin Camper modeli efsanedir.
Kitaplara ve filmlere konu olmuştur. 'Camperseverler' Güney Afrika'daki Ateş Toprakları'ndan (Tierra del Fuego) Asya'daki İpek Yolu'na veya Marakeş-Cape Town-Kahire'ye giderek, aracını tüm dünyaya gösterdi. Ve bu araçta duş ve tuvalet hariç bir maceraperestin neredeyse ihtiyaç duyduğu her şey var.
Büyüklere oyuncak araba
Bugün, zamanında bunlardan birine sahip olmuş ya da olmamış birçok insanda farklı duygular uyandıran bu araç bir sembol olarak hafızalara yer etmiş durumda. Hatta bugünün yetişkinlerinin bir rafında ya da masasında minyatür örneğini görmek sık rastlanan bir durum.
Erkekleri bir araya getirmek
Bu da son üretim yılı olan 1967'de, Miami'de park edilen bir ilk kuşak Camper modeli. VW minibüsü sadece hippiler ve maceraperestler yaşam biçimlerinin bir parçası olarak görmedi. Daha fazla özgürlük arayan genç nesil de bu dört metre uzunluğundaki aracı keşfetmekte geç kalmadı.
Neredeyse her şey için
Polisin araç filosunda yer aldı, Kızılhaç aracı olarak kullanıldı, esnaf ve hatta itfaiye aracı bile yapıldı. VW minibüs kadar ihtiyaçları karşılamak için modifiye edilen başka bir araç türü yoktur. Fabrikadan çıkmış haliyle kalan orijinal durumda olan az sayıda araç var.
Tabiri caizse ilk arabalı karavan
Camping Oldie Club'tan Wolf Dieter Dildisch, 2002'de Düsseldorf'taki Caravan Fuarı'nda sergilenen yeşil-beyaz VW minibüsüne gözü gibi bakıyor. Böylesi bakımlı modellere artık nadiren rastlanıyor.
2013'te Brezilya'da VW minibüsün kaderi çizildi.
Üretildiği son ülkede büyük beğeni topluyordu. Çoğunlukla tamirat işleri basit bir şekilde hallediliyordu. Ancak 2014'ten itibaren çıkan yeni kanunlarla teknik yetersizliğin kurbanı oldu. Zira ABS ve hava yastığı olmadan trafiğe çıkılamayacaktı. Böylece efsanevi minibüsün Brezilya'daki üretimi de durdu.
Sanatçı ne düşünmüştü?
Joseph Beuys 1969'daki "Paket" adlı çalışmasında her birinde gres, keçe, bir el feneri ve bağlama kemerleri olan 24 kızaklı bir VW minibüs kullandı. Bu da kült aracın tarihinin pek bilinmiyen bir bölümü.
Alıntıdır : http://www.dw.com/tr/vw-minib%C3%BCs-sadece-bir-ta%C5%9F%C4%B1t-de%C4%9Fil-bir-ya%C5%9Fam-bi%C3%A7imi/g-39978641
İlk jenerasyon – 1950'de başladı
İlk nesil VW Transporter'ı diğerlerinden ayıran özellik, bölünmüş ön camı oldu. İnanmak zor olsa da parçalarının yüzde 80'i Beetle üretim hattından geldi. Hatta motoru (24,5 beygir gücünde!) ünlü 'halk arabası' VW 'kaplumbağa'dan ödünç alındı.
Ne muhteşem ayrıntılar!
Bu bakımlı modelin çatı pencereleri, katlanan bir sunroof'u ve bir sıra açılan yan penceresi var. Sürücülerin hareket eden tasarım müzesi gibi olan bu aracın tüm özelliklerinin keyfini çıkarabilmesi için dikkatli olması gerekiyor.
Dünyayı fethetmek VW'nin Camper modeli efsanedir.
Kitaplara ve filmlere konu olmuştur. 'Camperseverler' Güney Afrika'daki Ateş Toprakları'ndan (Tierra del Fuego) Asya'daki İpek Yolu'na veya Marakeş-Cape Town-Kahire'ye giderek, aracını tüm dünyaya gösterdi. Ve bu araçta duş ve tuvalet hariç bir maceraperestin neredeyse ihtiyaç duyduğu her şey var.
Büyüklere oyuncak araba
Bugün, zamanında bunlardan birine sahip olmuş ya da olmamış birçok insanda farklı duygular uyandıran bu araç bir sembol olarak hafızalara yer etmiş durumda. Hatta bugünün yetişkinlerinin bir rafında ya da masasında minyatür örneğini görmek sık rastlanan bir durum.
Erkekleri bir araya getirmek
Bu da son üretim yılı olan 1967'de, Miami'de park edilen bir ilk kuşak Camper modeli. VW minibüsü sadece hippiler ve maceraperestler yaşam biçimlerinin bir parçası olarak görmedi. Daha fazla özgürlük arayan genç nesil de bu dört metre uzunluğundaki aracı keşfetmekte geç kalmadı.
Neredeyse her şey için
Polisin araç filosunda yer aldı, Kızılhaç aracı olarak kullanıldı, esnaf ve hatta itfaiye aracı bile yapıldı. VW minibüs kadar ihtiyaçları karşılamak için modifiye edilen başka bir araç türü yoktur. Fabrikadan çıkmış haliyle kalan orijinal durumda olan az sayıda araç var.
Tabiri caizse ilk arabalı karavan
Camping Oldie Club'tan Wolf Dieter Dildisch, 2002'de Düsseldorf'taki Caravan Fuarı'nda sergilenen yeşil-beyaz VW minibüsüne gözü gibi bakıyor. Böylesi bakımlı modellere artık nadiren rastlanıyor.
2013'te Brezilya'da VW minibüsün kaderi çizildi.
Üretildiği son ülkede büyük beğeni topluyordu. Çoğunlukla tamirat işleri basit bir şekilde hallediliyordu. Ancak 2014'ten itibaren çıkan yeni kanunlarla teknik yetersizliğin kurbanı oldu. Zira ABS ve hava yastığı olmadan trafiğe çıkılamayacaktı. Böylece efsanevi minibüsün Brezilya'daki üretimi de durdu.
Sanatçı ne düşünmüştü?
Joseph Beuys 1969'daki "Paket" adlı çalışmasında her birinde gres, keçe, bir el feneri ve bağlama kemerleri olan 24 kızaklı bir VW minibüs kullandı. Bu da kült aracın tarihinin pek bilinmiyen bir bölümü.
Alıntıdır : http://www.dw.com/tr/vw-minib%C3%BCs-sadece-bir-ta%C5%9F%C4%B1t-de%C4%9Fil-bir-ya%C5%9Fam-bi%C3%A7imi/g-39978641
3500 yıllık köprü gün yüzüne çıktı
Diyarbakır Eğil Barajı’nın suları altındaki kalıntılar, binlerce yıllık Asur Medeniyeti’ni gün ışığına çıkardı. Dalmayı sevenler için Dicle’nin sularının altında daha keşfedecek çok şey var. Sualtı Görüntüleme Uzmanı Tahsin Ceylan bu gizemli tarihi çekti ve yazdı.
Tarih Asurluları savaşlardaki cengâverlikleri ve zalimlikleriyle yazsa da uygarlığın anahtarı olan yazıyı Anadolu’ya taşıyan onlar oldu. İlkçağda Dicle Nehri’nin batı kıyısında kurulan ve bir zamanlar Ortadoğu’nun en büyük imparatorluklarından biri olan Asurlular’ın binlerce yıllık yaşam izine dokunabilmek için Diyarbakır Su Sporları Kulübü ile birlikte bu sefer Eğil’deyiz...
3500 yıllık köprü gün yüzüne çıktı
SU ALTINDAN ÇIKAN TARİH... Sümer, Akkad, Sami, Kur, Subar kavimlerinden oluşan Asurluların gizemli ev sahibi Eğil Barajı’nın karanlık ve yeşil suları. Sualtında kalan bu tarihi geçtiğimiz yıl yaptığımız dalışlarda bir kısmını görüntülemiştik. Hamam ve taş oymalı yaşam alanlarının büyüleyiciliği bizi bu bölgede yeni araştırmalara sürükledi. Bölge halkıyla yaptığımız sohbetlerde ahşap bir köprünün varlığından haberdar olduk. Ancak itiraf etmek gerekirse yerini tespit etmemiz bir yılımızı aldı. Dalış noktasından emin olunca da zaman kaybetmeden rotayı güneydoğuya çevirdik. 3500 yıllık köprü gün yüzüne çıktı Ahşap köprünün yerini keşfetmek bir yıl sürdü. Bölgenin sualtı ve suüstü kültürel varlıklarının tanıtılması ve bilinirliğinin arttırılması için Eğil ve Dicle kaymakamlarının heyecanı bizleri daha da hareketlendirdi. Ayrıca Dicle Kaymakamı Remzi Kattaş’ın dalış eğitimi alıp dalmaya başladığını görmek beni ayrıca mutlu etti.
Ekipmanlarımızı hazırlayıp, hızlıca kuşandık ve kendimizi tarih koridoruna bıraktık. Su sıcaklığı yüzeyde 14 dereceydi belki ama biz aşağı doğru palet vurdukça hızlı bir şekilde düştü. Yüzeye yakın bölgede mezar taşları ve çeşitli antik yapılar gözümüze çarpıyor. 20’li metrelerden sonra ise gün ışığının etkisi iyice azalıyor. Biz koyu yeşil sularda 3500 yıllık köprüyü bulup görüntüleyebilmenin isteğiyle süzülürken, 30’lu metrelerde geçmişin bu yaşlı ama yorulmayan tanığıyla yüz yüze geldim. Ve onu fotoğraf makinemin deklanşörüne basarak tarihin gizli tanığı olmaktan çıkardım.
Asur Medeniyeti’nden kalan ahşap köprü 30 metre derinlikteydi. Ahşap köprü yaklaşık 70-100 metre uzunluğunda ve 10-15 metre yüksekliğinde. 30 metre derinlikte zamanımız kısıtlı olduğundan daha fazlasını inceleyebilme imkânına sahip değiliz. Ancak bir sonraki keşif ve inceleme dalışımızda daha fazla detay ve tarihlendirmeye esas kanıtlara ulaşabileceğimize inanıyorum.
İrtifa ve soğuk dip zamanımızı daraltmasına karşın planladığımız görüntüleri almanın mutluluğuyla yüzeye doğru çıkışa geçiyoruz. Yüzeye yakın 10 metrelerde kameram ile antik yapının içine giriyorum. Işığın sudaki dansı muhteşem ve bir anda kendimi tatlı su kefali (Leiciscus cephalus) balıkları arasında buluyorum. Anlatılması zor, tarifi pek mümkün olmayan bir duygu bu. Geçmiş ile gelecek arasında bu sefer ben bir köprü vazifesi görüyordum sanki... Bir ilke daha imza atmak benim ve ekibin yüzünde tatlı bir tebessüme sebep oluyor.
Yazının Orjinali ve tamamı için : http://www.hurriyet.com.tr/seyahat/3500-yillik-kopru-gun-yuzune-cikti-28041198
SU ALTINDAN ÇIKAN TARİH... Sümer, Akkad, Sami, Kur, Subar kavimlerinden oluşan Asurluların gizemli ev sahibi Eğil Barajı’nın karanlık ve yeşil suları. Sualtında kalan bu tarihi geçtiğimiz yıl yaptığımız dalışlarda bir kısmını görüntülemiştik. Hamam ve taş oymalı yaşam alanlarının büyüleyiciliği bizi bu bölgede yeni araştırmalara sürükledi. Bölge halkıyla yaptığımız sohbetlerde ahşap bir köprünün varlığından haberdar olduk. Ancak itiraf etmek gerekirse yerini tespit etmemiz bir yılımızı aldı. Dalış noktasından emin olunca da zaman kaybetmeden rotayı güneydoğuya çevirdik. 3500 yıllık köprü gün yüzüne çıktı Ahşap köprünün yerini keşfetmek bir yıl sürdü. Bölgenin sualtı ve suüstü kültürel varlıklarının tanıtılması ve bilinirliğinin arttırılması için Eğil ve Dicle kaymakamlarının heyecanı bizleri daha da hareketlendirdi. Ayrıca Dicle Kaymakamı Remzi Kattaş’ın dalış eğitimi alıp dalmaya başladığını görmek beni ayrıca mutlu etti.
Asur Medeniyeti’nden kalan ahşap köprü 30 metre derinlikteydi. Ahşap köprü yaklaşık 70-100 metre uzunluğunda ve 10-15 metre yüksekliğinde. 30 metre derinlikte zamanımız kısıtlı olduğundan daha fazlasını inceleyebilme imkânına sahip değiliz. Ancak bir sonraki keşif ve inceleme dalışımızda daha fazla detay ve tarihlendirmeye esas kanıtlara ulaşabileceğimize inanıyorum.
İrtifa ve soğuk dip zamanımızı daraltmasına karşın planladığımız görüntüleri almanın mutluluğuyla yüzeye doğru çıkışa geçiyoruz. Yüzeye yakın 10 metrelerde kameram ile antik yapının içine giriyorum. Işığın sudaki dansı muhteşem ve bir anda kendimi tatlı su kefali (Leiciscus cephalus) balıkları arasında buluyorum. Anlatılması zor, tarifi pek mümkün olmayan bir duygu bu. Geçmiş ile gelecek arasında bu sefer ben bir köprü vazifesi görüyordum sanki... Bir ilke daha imza atmak benim ve ekibin yüzünde tatlı bir tebessüme sebep oluyor.
Yazının Orjinali ve tamamı için : http://www.hurriyet.com.tr/seyahat/3500-yillik-kopru-gun-yuzune-cikti-28041198
15 Şubat 2018 Perşembe
Berlin'de festival heyecanı: Berlinale başlıyor
Berlin Film Festivali bu akşam Wes Anderson'ın animasyon filmi "Isle of Dogs" ile açılacak. Toplam 385 filmin gösterileceği festivalde Türkiye'den de üç film yer alıyor.
Berlinale olarak bilinen 68'inci Berlin Film Festivali bu akşam başlıyor. Marlene Dietrich Meydanı'ndaki Berlinale Sarayı'nda (Berlinale Palast) yapılacak galaya aralarında Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier, Kültür ve Medyadan Sorumlu Devlet Bakanı Monika Grütters, gazeteci Can Dündar, yönetmen Fatih Akın, aktris Tilda Swinton, aktör Bill Murray'nin bulunduğu çok sayıda siyasetçi, yönetmen ve oyuncu katılacak.
Açılış ilk kez bir animasyon filmle yapılacak
Berlinale'nin açılışı ilk kez bir animasyon filmle yapılıyor. Açılışta ABD'li Wes Anderson'ın yönetmenliğini yaptığı "Köpekler Adası" (Isle of Dogs) gösterilecek. Wes Anderson'ın "Yaman Tilki'den" (Fantastic Mr. Fox) sonraki ikinci animasyon filmi olan "Köpek Adası" yolsuzluklara karışan bir belediye başkanının koruyucu babalık yaptığı 12 yaşındaki Atari'nin hikâyesini anlatırken, "Biz kimiz? Kim olmak istiyoruz?" sorularına yanıt arıyor. Sinemaseverler tarafından merakla beklenen filmin aynı zamanda dünya prömiyeri yapılacak.
Wes Anderson daha önce de Berlinale'ye konuk olmuş bir yönetmen. Anderson, "Tenenbaum Ailesi" (The Royal Tennenbaums) ve "Suda Yaşam" (The Life Aquatic with Steve Zissou) filmleriyle daha önceki yıllarda Altın Ayı için yarışmıştı. Anderson'ın çektiği "Büyük Budapeşte Oteli" de 2014 yılında Berlinale'nin açılışını yapmış ve film Jüri Büyük Ödülü'ne layık görülmüştü.
linkin devamı : http://www.dw.com/tr/berlinde-festival-heyecan%C4%B1-berlinale-ba%C5%9Fl%C4%B1yor/a-42590571
Kaydol:
Yorumlar (Atom)







